“Hocalı İçin Uluslararası Arenada Adalet Arayan Azerbaycan, Bu Konuda Türkiye'ye Desteğinden Dolayı Teşekkür Ediyor”
Hocalı’da yaşanan insanlık dramı hakkında Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Hazar İbrahim ile bir röportaj gerçekleştirdi. Türkiye’ye Hocalı’da yaşanan soykırımın duyurulması konusundaki çabalarından ve bununla ilgili yapılanlardan ötürü teşekkür eden İbrahim, Hocalı ile ilgili faaliyetleri hakkında da dergimize bilgiler verdi. İbrahim, “Türkiye’deki Azerbaycan sevgisi ve karşılıklı olarak Azerbaycan’daki Türkiye sevgisi her iki halkın her zaman birbirinin iyi yanında birlik ve dayanışma içerisinde olmasının göstericisidir. Azerbaycanlılar her zaman Türkiye’yi kendilerinin ikinci vatanı olarak görmüşler.” ifadeleriyle iki ülkenin ilişkilerinin yakınlığını ve kardeşliği vurgulaldı.
Türkiye Azrbaycan Dergisi’nin Hazar İbrahim ile yaptığı “Hocalı Özel Röportajı”…
Sayın İbrahim, Türkiye’de görevinize başladığınız günden bu yana son derece aktif bir şekilde çalışmalarınıza devam ediyorsunuz. Bu durum, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki kardeşliğin de açıkça görülmesini beraberinde getiriyor. Hüzünle andığımız Hocalı Soykırımı’nın 27. senesinde birçok etkinliğe katıldınız. Bu etkinlikler hakkındaki gözlemlerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Hazar İbrahim: Malum olduğu üzere Azerbaycan ile ilgili konular Türkiye kamuoyu tarafından her zaman özel ihtimamla karşılanmakta, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi Azerbaycan’ın sevincinin Türkiye’de sevinçle, kederinin ise hüzünle karşılandığının her zaman şahidi oluyoruz. Kardeş Türkiye devleti ve halkı topraklarımızın işgalinin ilk gününden itibaren Azerbaycan’ın adaletli pozisyonunu desteklemiştir. Her sene, özellikle Şubat ayı boyunca “Hocalı Soykırımı” Türkiye’nin dört bir yanında çok sayıda farklı düzeylerde etkinliklerle anılmaktadır.
Bu sene sadece Ankara”da Kızılcaham Hocalı Soykırımı Anıt ve Müzesi’nde, Keçiören Soykırım Anıtı önünde, Gazi ve Bilkent üniversitelerinde, Türkiye Barolar Birliği’nde, Türk Dünyası Parlamenterler Vakfı ile Büyükelçiliğimizin ortaklaşa düzenlediği anım programlarında katılan Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin Hocalı’da yapılanların soykırım olduğunu haykırmaları ve Hocalı Soykırımı için adalet talep etmeleri bizi son derece gururlandırmıştır.
Hocalı Soykırımı’nın 27. yıl dönümünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’i arayarak başsağlığı diledi, siyasi parti liderleri, bakanlar Hocalı’da yaşananlar konusunda açıklamalar yaptı. Bunun yanı sıra Türkiye Büyük Millet Meclisi, Dışişleri Bakanlığı gibi resmi kurumlar Hocalı’da hayatını kaybedenleri anma mesajı yayınladı. Türkiye’deki Azerbaycan sevgisi ve Hocalı’da yaşananlara hassasiyet konusunda sizin düşünceleriniz nelerdir?
Hazar İbrahim: 25-26 Şubat 1992 gecesi, Ermeni silahlı kuvvetleri, eski SSCB’nin 366. Piyade Alayı’nın yardımıyla 23,757 nüfuslu Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Dağlık Karabağ bölgesinde küçük bir şehir olan Hocalı’yı işgal ettiler. Aynı gece Hocalı'daki Azerbaycan nüfusuna karşı acımasız soykırım yapılarak, binlerce insan toplu olarak katledildi, esir götürüldü ve işkence gördü. Bu açıdan Hocalı olayları tüm Azerbaycanlılar için çok acı verici ve hassas bir konudur. Türkiye halkının bu konuda Azerbaycan halkı ile dayanışma içinde olması, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’i arayarak başsağlığı dilemesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Dışişleri Bakanlığı ve diğer resmi kurumların ve yetkililerin anma mesajı yayınlaması Azerbaycan için çok önemlidir. Hocalı Katliamı’nda yaşamını yitirenler için uluslararası arenada adalet arayan Azerbaycan, bu konuda Türkiye'ye desteğinden dolayı teşekkür ediyor.
“Azerbaycanlılar Her Zaman Türkiye’yi Kendilerinin İkinci Vatanı Olarak Görmüşler”
Türkiye’deki Azerbaycan sevgisi ve karşılıklı olarak Azerbaycan’daki Türkiye sevgisi her iki halkın her zaman birbirinin iyi yanında birlik ve dayanışma içerisinde olmasının göstericisidir. Azerbaycanlılar her zaman Türkiye’yi kendilerinin ikinci vatanı olarak görmüşler. Bu nedenle Azerbaycanlılar Çanakkale Savaşları sırasında o zamanlar Rusya’nın istilası altında olan Azerbaycan’dan Türkiye’ye giderek Türk kardeşleri ile birlik içinde cephede görev almış ve şehit olmuştur. Tabii ki, 1918’de Türkiye’den olan kardeşlerimiz Azerbaycan’a gelerek halkımızla birlikte ermeni-Bolşevik birliklerine karşı savaşmış ve Bakü’nün işgalden kurtulmasında canlarından geçmişler. Görüldüğü gibi, her iki devletin temsilcileri Türkiye ve Azerbaycan’ın en kötü zamanında birlik olmuş ve canları pahasına ikinci vatanlarını korumuşlar. Bu hususta, Azerbaycan’ın ulusal lideri Haydar Aliyev’in doğru olarak Türkiye ve Azerbaycan’ı “bir millet iki devlet” olarak adlandırdığını özellikle vurgulamak isterim.
“Kadim Azerbaycan Toprağı Olan Karabağ’ın Ermenistan Tarafından Devam Eden İşgaline Son Verilmesi İçin Azerbaycan ve Türkiye Ortak İşbirliği Yürütüyorlar”
Hocalı Soykırımı ve kadim Azerbaycan toprağı olan Karabağ’da uluslararası hukuka aykırı olarak devam eden işgal konusunda özellikle sivil toplum kuruluşlarının artan gayretleri dikkate alındığında sizce, gelecekte nasıl faaliyetlerde bulunmalılar? Türkiye ve Azerbaycan’ın Hocalı’da yaşanan insanlık dramının daha fazla tanıtılması adına önümüzdeki süreçte neler yapması gerekiyor?
Hazar İbrahim: Kadim Azerbaycan toprağı olan Karabağ’ın Ermenistan tarafından devam eden işgaline son verilmesi için Azerbaycan ve Türkiye ortak işbirliği yürütüyorlar. Bunun yanı sıra Türkiye Hocalı’da baş veren insanlık dramının uluslararası topluluk tarafından duyulması konusunda da Azerbaycan’a destek veriyor. Azerbaycan ve Türkiye Hükûmeti ile birlikte, sivil toplum kuruluşlarının da tüm alanlarda işbirliğini genişletmeleri daha yararlı olurdu. Bunun için devlet makamları ile yanı sıra sivil toplum kuruluşlarının gayretlerinin koordine edilerek birlikte hareket etmeleri, bu konulara daha fazla katkı sağlaya bilir. Böylece yakın geçmişte uluslararası toplumun gözü önünde gerçekleşen Hocalı Soykırımının daha fazla tanıtıla ve gelecekte böyle vahşetlerin yaşanmasının karşısı alınabilir.
- Dergimiz için sizlerin vereceği tavsiyeler istikametimizi doğru olarak belirlememiz açısından son derece anlamlı ve aynı zamanda önemli. Bizlere tavsiye ve önerileriniz neler olacaktır? Son olarak, Yayın hayatına merhaba diyecek olan Türkiye Azerbaycan Dergisi hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Hazar İbrahim: İlk tavsiyem odur ki, derginizin işinde Türkiye-Azerbaycan kardeşliğini kılavuz olarak belirlemelisiniz. İkincisi ise, duyguların fiili işbirliğine destek olmasını unutmayın. Sonda ise başarının devamlı zahmete dayandığını kendi işinize kökleyin. Başarılar ve tebrikler!