Prof. Dr. Yakup Mahmudov
Azerbaycan Milletvekili
AMEA’nın Tarih Enstitüsü Başkanı
Bu işlerin temelini Haydar Aliyev attı. Haydar Aliyev büyük bir öngörü ile Bakü-Ceyhan Petrol ve doğal gaz hatları, Bakü-Kars Demiryolu hatları açıldı. Çin’den başlayarak Londra’ya kadar yol açıldı. Haydar Aliyev “Bir Millet, İki Devlet” derken her zaman bizim halklarımız tek millet olarak hareket etsinler istiyordu. Haydar Aliyev bu projeleri yaparken hem Türkiye’nin hem de Azerbaycan’ın güçlenmesini istiyordu.
Ben çok memnuniyetle altını çizmek isterim ki, Ulu Önder Haydar Aliyev’in uğurlu siyaseti ve stratejisini bugün Azerbaycan Cumhuriyeti bir zerger dakikliği ile hayata geçiriyor. Büyük inançla hayata geçiriyor. Ona yapılan bütün uluslararası baskılara rağmen Azerbaycan Türkiye dostluğunun arkasında duruyor.
Biz çağdaş Türkiye’nin siyasetini alkışlıyoruz. Recep Tayyip Erdoğan’ın bizim Azerbaycan Cumhurbaşkanı ile beraber ortak siyaset yürütmesini Azerbaycan halkı alkışlıyor. Biz her zaman şöyle düşünüyoruz ki, Türkiye’de içeriden buna engel olan güçlere göz açtırmamak lazım. Biz o çevrelere de karşıyız. Çünkü bazen bir “Uçak düşürme krizi” çıkarıyorlar, bazen başka bir sorun açıyorlar Türkiye’nin başına…
15 Temmuz dehşetli bir hadisedir. Bu Türkiye’nin neredeyse yok olması demekti. Biz burada ağlıyorduk. Biz o gece sabaha kadar uyumadık. Ben kendim Türkiye’ye o gece bir çok insana telefon ettim. Biz bu gelişmelerin her adımını takip ediyorduk. Azerbaycan halkı o gece Türkiye’nin başına bir felaket gelmesinden büyük endişe duydu. Siz biliniz ki, Azerbaycan her adımını izliyordu Türkiye’nin ve büyük üzüntü duyuyordu o gece…
Bizim şimdi birliğimiz öyle bir seviyededir ki, O sarsılmaz bir birliktir. Biz iki devlete, tek millet olarak bakıyoruz. Bu Haydar Aliyev’in emanetidir. Ve bu bakımdan da ben çok gurur duyuyorum ki, biz, bizim cumhurbaşkanımız, bizim ülkenin tarih alanında yaptığı çalışmalar, Tarih Enstitüsü’nün ortaya koyduğu bütün meselelerin arkasında bizim Cumhurbaşkanı durmaktadır.
Recep Tayyip Erdoğan daha başbakanken Şeki şehrinde biz kendisiyle görüştük. Erdoğan’ın kendisinin teşebbüsü ile beni arattırdı, görüşmek istedi ve ben bizim Cumhurbaşkanımıza bildirdim ve Şeki’de biz görüştük. Sayın Erdoğan oraya değerli eşleri ile gelmişlerdi. Bizim Cumhurbaşkanımız da kıymetli eşleri ile gelmişti. Oradaki görüşme konusu olan “Ortak Türk Tarihi’nin” yazılması fikri orada her iki Cumhurbaşkanı tarafından da çok beğenildi.
Benim için özel şeref, şan sayfasıdır ki, 15 Eylül’de Azerbaycan Cumhurbaşkanı nail oldu, Bakü’nün merkezinde çok muhteşem bir resmi geçit töreni düzenlendi. Türk Silahlı Kuvvetleri, Türk Yıldızları Bakü’de çok güzel bir gösteri yaptı. Bakü’nün meydanında Azerbaycan ve Türkiye Cumhurbaşkanlarının huzurunda resmi askeri geçit töreni yapıldı. Her iki cumhurbaşkanı bu törende konuşma yaptı. Böyle bir tören bir tarihçi olarak benim büyük arzumdu ve ben bu arzumun gerçekleşmesine nail oldum. Bundan büyük mutluluk duydum. Bu resmi geçit töreninde Temsili Kafkas İslam Ordusu ile Azerbaycan Milli Ordusu beraber geçit yaptılar. Azerbaycan ve Türk bayrakları beraber dalgalandı. Biz bu törende dünyaya şu mesajı verdik: O zaman da, Kafkas İslam Ordusu geldiğinde de biz beraberdik, bugün de biz beraberiz. O gün de bizim bayraklarımız yan yanaydı, bugün de bizim bayraklarımız yan yana. Bu geçit töreninde birer konuşma yapıp konuşma sonrası her iki ülke Cumhurbaşkanlarının kucaklaşması bizim Azerbaycan Türkleri ve Anadolu Türklerinin tek bir millet gibi kucaklaşması demektir. Tek bir millet olduğunu kavraması demektir. Esas mesele tarihe sahip çıkmaktır. Biz hem Anadolu’da hem Azerbaycan’da tarihimize sahip çıkarsak, tarihine sahip çıkan halk mağlup olmaz. Biz şimdi hem Anadolu’da hem de Azerbaycan’da yenilmeziz. Ben arzu ediyorum ki, Azerbaycan’ın Ali Bey Hüseyinzadelerini, bizim Cumhuriyet hadimlerimizi, Üzeyir beyleri, biz Türkiye’nin büyük devlet adamlarını nasıl unutmuyorsak onlar da o sevgiyle unutmasınlar. Şah İsmail’i öyle sevsinler nasıl ki, biz Yavuz Selim’i seviyoruz. Emir Timur’u öyle sevsinler nasıl ki, Özbekler bizim genel başarılarımızı öyle seviyorlar. Biz gurur duyuyoruz ki, bizim tarihimizde Nadir Şah Afşar isminde Hindistan’ı fetheden 3 kişiden birisi olan büyük bir cengaver var. Üç imparatorluk arasında bölüştürülen bizim ülkemizi Nadir Şah birleştirdi. Azerbaycan böyle bir diyardır. Azerbaycan Ulu Önder Haydar Aliyev “Bir millet iki devlet” diye bize emanet ettiği bir diyardır. Bu emanete sahip olarak biz yenilmez oluruz.
Recep Tayyip Erdoğan ilk başta da söyledim Şeki’ye hanımefendi ile beraber gezmeye gelmişti. Bizim Cumhurbaşkanımız hanımefendi ile onu karşıladı. Biz hep beraber Han Sarayı ve o bölgede Şeki’yi gezerken dağların eteklerinden orada yaşayan büyük insan kitlesi Cumhurbaşkanlarımızı görmeye geldiler. Korumalar onların yaklaşmasına engel olduklarında Cumhurbaşkanımız insanlara engel olmasınlar gelsinler dedi. Bu insanların içerisinde yaşlı bir kadın beni bırakın Cumhurbaşkanlarımız ile görüşmek istiyorum dedi. Yaşlı kadın her iki cumhurbaşkanını kucakladı ve onlara dedi ki, biz sizi görmeye o sebeple geldik ki, size bir tavsiyem var. “Siz hiçbir zaman birbirinizden ayrılmayın.” Bu o bölgede köyde yaşayan yaşlı bir Azerbaycan kadınının tavsiyesiydi. İşte bu Azerbaycan’ın fikrinin özetidir.
Bugün ilk sayısını gördüğüm Türkiye Azerbaycan Dergisi, hem içeriği, hem baskısı ile bu alandaki boşluğu dolduracak nefis bir çalışma olmuş. Onun kapağında her iki Cumhurbaşkanının olması zaten bu derginin seviyesini ve sevgisini gösteriyor. Bu dergiyi büyük bir sevinçle karşıladım. Azerbaycan ve Türkiye’nin geleceğini, işbirliğini ve ortak hedeflerini yansıtan dergi olarak hedef ve amaçlarınızı takdir ediyorum. Allah, ulu Tanrı sizi amacınıza ulaştırsın. İnşallah amacımıza ulaşacağız.