TÜRKİYE & AZERBAYCAN Dergilerimiz Röportajlar Makaleler Diaspora Sosyal Medya İnfografik Makale Çağrısı Hakkımızda İletişim
Bakü'de Hocalı Soykırımı'nın 30. Yıl Dönümünde Halk Yürüyüşü Yapıldı | Türkiye Azerbaycan Dergisi

Bakü'de Hocalı Soykırımı'nın 30. Yıl Dönümünde Halk Yürüyüşü Yapıldı

20. yüz­yıl­da in­san­lık ta­ri­hin­de Ho­ca­lı Soy­kı­rı­mı ola­rak or­ta­ya çıkan kanlı tra­je­di­nin 30. yıl­ dö­nü­mü ve­si­le­siy­le Bakü'de halk yü­rü­yü­şü ger­çek­leş­ti­ril­di.

Yü­rü­yü­şe ka­tı­lan­lar Ho­ca­lı Anıtı'nın ol­du­ğu Ha­ta­yi Ma­hal­le­si'ndeki alan­da top­lan­dı. Tö­ren­de dev­let ve hü­kü­met tem­sil­ci­le­ri, Milli Mec­li­s’in mil­let­ve­kil­le­ri, ba­kan­lar, ko­mi­te baş­kan­la­rı, ajans­lar ve şir­ket­ler ile dini tem­sil­ci­le­r de vardı. Tö­re­ne Azer­bay­can Cum­hu­ri­ye­ti Cum­hur­baş­ka­nı İlham Ali­yev ve Cum­hur­baş­ka­nı Bi­rin­ci Yar­dım­cı­sı First Lady Meh­ri­ban Ali­ye­va ka­tıl­dı. Ali­yev, tra­je­di­nin kur­ban­la­rı­nı an­dık­tan sonra Ho­ca­lı Soy­kı­rı­mı Anıtı'na çe­lenk bı­rak­tı. First Lady Meh­ri­ban Ali­ye­va, Baş­ba­kan Ali Esa­dov, Milli Mec­lis Baş­ka­nı Sa­hi­be Ga­fa­rova, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı İda­re­si Baş­ka­nı Samir Nu­ri­yev, anıta çiçek koy­du­lar. Halk yü­rü­yü­şü­ne ka­tı­lan Azer­bay­can halkı da anı­tın önünü çi­çek­ler­le do­nat­tı­lar.

                                                 

Her yıl ol­du­ğu gibi, bu yıl da Azer­bay­can halkı Ho­ca­lı Soy­kı­rı­mı’­nın kur­ban­la­rı­nı andı ve bu anma günü, Azer­bay­can hal­kı­nın milli bi­lin­ci­nin ve bir­li­ği­nin sem­bo­lü olmuştur.

 

Azer­bay­can as­ke­ri, Ho­ca­lı Soy­kı­rı­mı kur­ban­la­rı­nın in­ti­ka­mı­nı düş­man­la­rın­dan al­ma­sıy­la, üst üste iki yıl­dır Bakü'deki Ho­ca­lı Soy­kı­rı­mı Anıtı'nı alnı açık ve başı dik zi­ya­ret et­mek­te­dir. Cum­hur­baş­ka­nı İlham Ali­yev'in açık­la­ma­sı da bu yönde ol­muş­tur: 'On­la­ra savaş ala­nın­da cevap ver­dik, bütün şe­hit­le­ri­mi­zin in­ti­ka­mı­nı aldık, kan­la­rı yerde kal­ma­dı'.

Şanlı Azerbaycan Ordusu’nun 44 günlük Vatan Savaşı'nda Başkomutan İlham Aliyev'in önderliğindeki parlak zaferi, 2020 yılını Azerbaycan tarihine Zafer yılı olarak kaydetmiştir. Güçlü bir siyasi irade, sağlam bir ekonomik potansiyel, güçlü bir ordu, lider ve halkın birliği, toplumdaki ruhun büyük bir yükselişi, vatanseverlik ve azim, tarihi zaferi sağlamıştır. Otuz yıllık özlem sona erdi, topraklarımız düşmanın istilasından kurtuldu, toprak bütünlüğümüz güvence altına alındı. Şu anda Azerbaycan'ın üç renkli bayrağı, işgalden kurtarılan topraklarda – Fuzuli, Cebrail, Gubadlı, Zangilan, Ağdam, Laçın, Kelbecer, Şuşa'da dalgalanmaktadır. Azerbaycan halkı Hocalı soykırımını asla unutmaz ve unutmayacak. Bir kez daha 30 yıl öncesine dönüyor, bu acımasız soykırımı, masum kurbanlarının anısını bir kez daha anıyoruz.

25-26 Şubat 1992 tarihleri arasında, eski Sovyet ordusunun Hankendi kasabasında konuşlu 366 motorlu mekanize alayının katılımıyla Ermeni askeri birlikleri, Hocalı'da korkunç bir soykırım gerçekleştirdiler. Ermeni faşistleri bir gecede aylarca kuşattıkları bu huzurlu şehri yıktılar. Sivil nüfus acımasızca gözaltına alındı, 613 kişi öldü, 1.275 kişi esir alındı, 150 kişinin akıbeti hala bilinmiyor. Öldürülenlerin 63’ü çocuk, 106’sı kadın, 70’i ise yaşlı insanlardan oluşuyor. Askeri tecavüz sonucunda 8 aile tamamen yok edildi, 25 çocuk her iki ebeveynini de kaybetti ve 132 çocuk bir ebeveynini kaybetti. Soykırım sırasında 56 kişi vahşice öldürüldü, insanlar diri diri yakıldı ve akıl almaz şekilde işkence gördüler.

 

Son iki yüzyılda Ermeni milliyetçileri, “Büyük Ermenistan” ideallerini, tarihi Azerbaycan toprakları pahasına gerçekleştirmek amacıyla halkımıza karşı sürekli olarak terör, katliamlar, sürgünler ve etnik temizlik politikaları uyguladılar. Hocalı soykırımı, Ermeni milliyetçileri ve onların destekçileri tarafından Azerbaycan halkına karşı yürütülen soykırım politikasının en kanlı sayfasıdır. Dünyanın gözü önünde işlenen, acımasızlık ve vahşetle tanımlanan bu ağır suçun, siyasi ve yasal sorumluluğu doğrudan dönemin Ermenistan'ın liderliği üzerindedir.

 

Hocalı, Ermeni silahlı kuvvetlerinin ülkemize yönelik saldırganlığının doruk noktasıydı. Hocalı soykırımından önce Ermeniler Karabağ'da Azerileri toplu olarak öldürüyorlardı. 12 Şubat 1992'de Şuşa’nın Malıbeyli ve Guşçular köylerinde işlenen soygun ve cinayetler sonucunda sadece Malıbeyli köyünde 50 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı ve esir alındı.

 

17 Şubat 1992'de Ermenistan Silahlı Kuvvetleri ve Hankendi’ndeki 366. motorlu mekanize alayı tarafından Hocavend ilçesinin Garadağlı köyünde yapılan katliam sonucunda köydeki her 10 kişiden birisi şehit oldu, 104 kişi ve savunma birliğinin 15 üyesi esir alındı, bunlardan 80'i öldürüldü. Öldürülenlerden 10'u kadın, 8'i çocuk. Sadece 1988-1992 yılları arasında Garadağlı, düşman tarafından 305 kez saldırıya uğradı. Bu, Hocalı'ya giden yolun başlangıcıydı. Yaşanan vahşetin boyutuna bakıldığında, Garadağ ikinci Hocalı olarak da adlandırılmaktadır.

 

Nüfusu 7 bin olan Hocalı ise Karabağ'ın en büyük yerleşim yerlerinden biriydi. 1990 yılında Hankendi'nin 10 kilometre güneydoğusunda, Karabağ sırtında ve Ağdam Şuşa, Askeran-Hankendi yollarında bulunan Hocalı, şehir statüsüne yükseltilmişti.

Ekim 1991’den yani çatışmaların başından beri Hocalılılar kuşatma altındaydı. Şehre giden tüm otoyollar kapalıydı, tek ulaşım aracı sadece bir helikopterdi. Son helikopter 28 Ocak 1992'de Hocalı'ya indi. Şuşa üzerinde sivil bir helikopterin düşürülmesi ve 40 Azerbaycanlının ölmesi üzerine şehirle hava iletişimi de kesildi. 2 Ocak'tan itibaren Hocalı'ya elektrik temini askıya alındı. Şehrin sakinleri sadece kendi kahramanlıkları ve fedakarlıkları sayesinde ayakta kaldılar ve direndiler. Şehir, çok az sayıda uzun namlulu silah ve av tüfeği, yerel milis kuvvetleri ve Ulusal Ordunun az sayıdaki askeri tarafından savunuluyordu.

 

Şubat ayının ikinci yarısından itibaren Hocalı Ermeni silahlı birlikleri tarafından kuşatıldı ve her gün silahlarla, ağır makinelilerle ve Ermeni birlikleri tarafından yapılan saldırılarla vurulmaya başlandı. Şehre acımasız bir saldırı için hazırlık, 25 Şubat akşamı Sovyet Ordusu’nun 366. alayındaki savaş ekipmanlarının muharebe pozisyonlarından çıkarılmasıyla başladı. Tanklardan ve uçaksavar toplarından 2 saat süren ateşin ardından Hocalı'ya saldırı gerçekleştirildi. Şehir 5 yönden saldırıya uğradığı için nüfus Askeran'a doğru kaçmaya zorlandı. Ama yakında bunun sinsi bir hile olduğu ortaya çıktı. Ermeni silahlı birlikleri Nahçıvanik köyü yakınlarındaki nüfusu engelledi ve onları bombaladı. Askeran-Nahçıvan Ovası'nda, karla kaplı geçitlerde ve ormanlarda mahsur kalan birçok insan özellikle vahşice öldürüldü.

Ermenilerin Hocalı'da Azerbaycanlılara karşı gerçekleştirdiği toplu katliamın soykırım eylemi olduğu gerçeğini, uluslararası hukukun kuralları da teyit etmektedir. Öyle ki, soykırım suçunun yasal içeriği, 9 Aralık 1948 tarihli Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen 260 numaralı "Soykırım Suçlarının Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme" kararı ile tanımlanmaktadır. Hocalı Soykırımı doğal olarak uluslararası suç kategorisine girmektedir. Bu kategorideki suçların ana tanımı, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan uluslararası ceza mahkemelerin tüzüğünde ifade edilmiş ve daha sonra Yugoslavya ve Ruanda'daki uluslararası ceza mahkemelerinin tüzüklerinde ve Uluslararası Ceza Mahkemesinin statüsünde teyit edilmiştir.

Hocalı soykırımınıa hukuki ve politik öneminin altını ilk kez ülke lideri Haydar Aliyev çizmiştir. 24 Şubat 1994'te Ulu Önderin inisiyatifiyle Milli Meclis, "Hocalı Soykırımı Günü hakkında" kararı kabul etti. 1 Mart 1994'te Umum Milli Lider Hocalı Soykırımı ile ilgili özel bir kararname imzaladı. Sonraki dönemde Milli Meclis kararı ile 26 Şubat'ta "Hocalı Soykırımı ve Ulusal Yas Günü" ilan edildi. 25 Şubat 1997'de Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, "Hocalı Soykırımı’nın kurbanlarının anısına bir dakikalık saygı duruşu ilan edilmesine ilişkin" bir başka kararnameyi imzaladı. 26 Mart 1998 tarihli “Azerbaycanlıların soykırımına ilişkin” kararnamede şöyle ifade edilmektedir: Şubat 1992'de Ermenilerin Hocalı şehrinin nüfusu üzerinde görülmemiş bir saldırıda bulundu. Tarihimize Hocalı soykırımı olarak yazılan bu kanlı trajedi, yıkıma, binlerce Azerbaycan'ın esir alınmasına ve şehrin harap edilmesine yol açtı.

 

Hocalı soykırımını dünya kamuoyunun gündemine getirmek her zaman Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in önemli faaliyet alanlarından biri olmuştur. Bu korkunç soykırımın dünyada tanınmasında Azerbaycan Cumhurbaşkanı Birinci Başkan Yardımcısı, Haydar Aliyev Vakfı Başkanı Mehriban Aliyeva'nın da olağanüstü hizmetleri vardır. Vakfın ‘Hocalıya Adalet!’ Kampanyanın sistematik faaliyeti sonucunda 17 ülke, 24 ABD eyaleti ve İslam İşbirliği Örgütü Ermenilerin Hocalı'da işledikleri suçları “Soykırım” olarak tanıyan kararlar ve kararnameler kabul ettiler. "Hocalı'ya Adalet!" kampanyasının amacı uluslararası toplumu Hocalı Soykırımı hakkında bilgilendirmek, soykırımın uluslararası arenada ahlaki ve politik değerlendirmesini sağlamak ve bu kanlı katliamın kurbanlarını anmak için uluslararası toplumu bilgilendirmektir.

 

Ne yazık ki Hocalı'da askeri harekatı yöneten kişi henüz cezai sorumluluğa çarptırılmadı. İngiliz gazeteci Thomas de Waal'ın “Karabağ: Kara Bağ" kitabına yansıyan bazı gerçekler, aralarında Azerbaycanlıların katliamına katılan Ermenistan eski Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın sözleri de dahil olmak üzere söylenenleri bir kez daha doğrulamaktadır. “Hocalı olaylarından önce Azerbaycanlılar Ermenilerin sivil nüfusa elini kaldıramayacaklarını düşünüyorlardı. Bu klişeyi kırmayı başardık” diyen Sarkisyan,"Bunun hakkında yüksek sesle konuşmamayı tercih ediyoruz" dedi. Bu gerçekler, tarih boyunca Ermenilerin Azerbaycanlılara karşı aşağılık bir politika yürüttüklerini, Hocalılıların önceden planlanmış soykırım politikasının önemli bir parçası olduğunu bir kez daha teyit etmektedir.

Hocalı Soykırımını gerçekleştirirken Ermeni milliyetçileri sinsi hedeflerini takip ettiler. Amaçları insanları korkutmak, panik yaratmak, savaşma kararlılığını kırmak, toprakların işgali gerçeğini kabullenmeye zorlamaktı ama kurnaz ve acımasız düşmanın planları gerçekleşmedi. Azerbaycan'da, topraklarımızı korumak adına her an şehit olmaya hazır vatansever bir nesil büyüdü ve kahramanca 30 yıllık işgale son verdi. Cumhurbaşkanı, Muzaffer Ali Başkomutan İlham Aliyev şöyle dedi: "Ermeniler bizi kendileri gibi zannetmesin. Onlar belki tarihi anavatanlarını unutabilirler. Azerbaycan halkı tarihi anavatanlarını asla unutamayacaklar. Bugün göçmenlerin meskunlaştığı şehirlerde, Bakü'de, başka yerlerde Dağlık Karabağ'dan, işgal altındaki bölgelerden gelen ailelerde doğan çocuklar büyük bir arzuyla kendi topraklarına dönmek için yaşıyorlar” dedi. Milli iradeye, güçlü bir siyasi iradeye dayanan bu fikir, 2020 yılının Eylül ayında gerçek hayatta da karşılığını buldu. Ali Başkomutan İlham Aliyev'in çağrısına uyan cesur oğullarımız, düşmanın işgal politikasına, günden güne artan iddialarına, yeni işgal planlarına son verdiler ve halkımızın tarihine parlak bir zafer yazdılar ve adalet yerini buldu.

 

Azerbaycan halkı, 20. yüzyılın en korkunç katliamlarından biri olan Hocalı Soykırımının kurbanlarını, galip bir ülke ve kazanan bir halk olarak ziyaret etmiştir. Düşmandan tüm şehitlerimiz gibi Hocalı Soykırımının kurbanlarının da intikamı alındı. Allah bütün şehitlerimize rahmet eylesin!