1) Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ticari ilişkilerde son süreçte önemli gelişmeler yaşanıyor. THY’nin Ankara – Bakü direk uçuşlarına başlaması, Azerbaycan’ın Türkiye’de enerji alanındaki yatırımlarını daha da artırması gibi konular gündeme geldi. İki ülke arasındaki ticaret konusunda hangi alanlar ön plana çıkıyor?
Türkiye ve Azerbaycan, bilindiği gibi tarihten bu yana getirdiği kardeşlik bağlarını koruyan ve bunu diğer alanlara da yansıtan iki ülkedir. İlişkileri aslında en iyi tarif eden deyiş; “iki devlet tek millet” diyebiliriz. Türkiye’nin 34 farklı ülkede şehitliği vardır, bunlardan biri de Azerbaycan. Kardeş Azerbaycan, Türkiye’den sonra en çok şehit kabrinin bulunduğu ülkedir. Çanakkale’de Azerbaycan’dan gelerek savaşmış kardeşlerimiz var. Tarihimizde karşılıklı çabalar ve büyük fedakarlıklar üzerine kurulmuş temeli sağlam ilişkilerimizin olduğunun altını çizmek gerekir.
Ekonomik alanda da ilişkilerimizi geliştirmek ve en iyi noktaya ulaştırmak bizler için son derece önemli. Bunun için Azerbaycan ile Türkiye arasındaki 2 milyar dolarlık ticaret hacmini Ankara ile 1 milyar dolar, Türkiye ile de 5 milyar dolara taşımayı hedefliyoruz. İki taraf arasında büyük bir yakınlık var, dil konusundaki yakınlık her şeyde olduğu gibi ticaret alanında da kolaylığı beraberinde getiriyor. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev arasında büyük bir samimiyet söz konusu, bu durumda yeni fırsatların değerlendirilmesi için kayda değer bir önem taşıyor. İki tarafın da birbiri için bir köprü özelliği taşıdığını da ayrıca belirtmek gerekir. Türkiye, Azerbaycan için Avrupa’ya ulaşım noktasında kritik bir konumda bulunuyor, Azerbaycan da Türkiye için Orta Asya’ya açılan bir kapı diyebiliriz. Genel manada Azerbaycan’ın Türkiye’de yatırımları enerji alanında kendini gösteriyor, Türk firmaları ise müteahhitlik, altyapı gibi konularda ciddi yatırımlar hayata geçiriyorlar. Türkiye’nin Azerbaycan’a en çok ihraç ettiği ürün gruplarına baktığımızda demir ve çelikten inşaat ve aksamı, yıkama ve temizleme müstahzarları (sabunlar hariç), radyo/televizyon yayını için verici cihazlar, hijyen malzemeleri ve tedavide kullanılan ilaçları görüyoruz. Azerbaycan’dan Türkiye’nin ithal ettiği ürünler incelendiğinde ise bunların pamuk, demir, elektrik enerjisi, işlenmemiş bakır, hayvan derileri, kağıt ve karbonlar, hidrokarbonlar olduğu anlaşılıyor.
2) Geçtiğimiz günlerde Azerbaycan ile Türkiye arasındaki 2 milyar dolarlık ticaret hacmini Ankara ile 1 milyar dolar, Türkiye ile de 5 milyar dolara çıkartma amacınız olduğunu açıkladınız. Bu hedefler iki kardeş ülke açısından heyecan verici gelişmeler olarak değerlendiriliyor. Türkiye – Azerbaycan arasındaki ticaret hacmini artırmak için neler yapılmalıdır?
Ankara-Bakü uçuşlarıyla Azerbaycan’la ilişkilerimizin çok daha güçleneceğine inanıyoruz. Hedefimiz Ankara ile Azerbaycan arasında 200 milyon dolar seviyesindeki dış ticaret hacmini milyar dolar düzeyine, 2 milyar dolara yaklaşan iki ülke dış ticaret hacmini de 5 milyar doların üzerine taşımaktır. İlk olarak Ankara ile Azerbaycan arasında gerçekleşen ticaret verilerine kısaca göz attığımızda gelecek için umut verici bazı sinyalleri görüyoruz. Türkiye, Azerbaycan’da en çok şirketi bulunan ülkedir. Ayrıca Türkiye, Azerbaycan’daki en büyük yatırımcılardan biri konumunda bulunuyor. Türk yatırımcıların Azerbaycan’da 11,8 milyar dolarlık yatırımı var. Azerbaycan ise bugüne kadar Türkiye'ye 14.5 milyar dolar yatırım yaptı. Azerbaycan'da 3 bin 400 Türk şirketi, Türkiye'de de yaklaşık 2 bin 400 Azerbaycan şirketi faaliyet gösteriyor. Türk şirketleri devletin ihale ettiği projelerde geniş katılım sağlıyor. Bu projelerin değerinin 15 milyar dolar olduğu belirtiliyor. Bağımsızlığından bu yana Türkiye’de eğitim gören Azerbaycanlı sayısı 125 binin üzerinde. Halen 15 binden fazla öğrenci Türk üniversitelerinde eğitim alıyor.
Daha özel olarak başkent Ankara’ya da baktığımızda umut verici rakamlar karşımıza çıkıyor. Ankara’nın ihracatı halihazırda 200 milyon dolar civarında gerçekleşirken ithalatı ise 44,7 milyon dolar olmuştur. Özellikle, 2015 yılında Ankara’ya yapılan ihracatın 7,6 milyon dolar olduğu hesaba katıldığında 3 yıllık bir süre içerisinde bu istatistiklerin neredeyse 6 katına çıktığını görüyoruz. Bu gelişim, iki tarafın birbirine gösterdiği ihtimam ve hoşgörünün bir sonucudur. Azerbaycan’da yakın zamana kadar ithal edilen ürünlerin üzerindeki etiketlerin İngilizce, Rusça, Türkçe olması yeterli görülürken; Mart 2010 tarihinden itibaren Azerbaycan Türkçesi ile olması uygulamasına geçildi. Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile Azerbaycan’daki yetkili kurumlar arasında yapılan anlaşma nedeniyle Türkiye’den TSE belgesi ile gelen mallar diğer ülke mallarına göre avantajlı konumda bulunuyor. Öte yandan tabii ki, iki ülkenin gelişen sanayilerinin bu etkileşimin artmasında katkısı büyüktür. Azerbaycan’da üretime yönelen çeşitli sanayi kollarının artışını Türkiye’den bizler de memnuniyetle izliyoruz.
Bütün bunlar hem bizi hem de Azerbaycan’daki kardeşlerimizi şüphesiz ki çok mutlu ediyor ama hedefimiz büyük, yapacağımız ise çok şey var. Belki bir on yıl sonra bugünkü verilere baktığımızda bunun devede kulak kaldığını göreceğiz. Türkiye ve Azerbaycan arasında böyle büyük bir gelişim hedefliyoruz ve bunu yapacak potansiyelimiz de gücümüz de irademiz de çok şükür ki fazlasıyla var.
3) Ankara Ticaret Odası (ATO) olarak sizlerin özellikle son Azerbaycan ziyaretinizde ilgili yaptıklarınız çalışmalar konusunda bizlere bilgi verir misiniz? ATO olarak Azerbaycan’daki irtibatta olduğunuz devler kurumları, sivil toplum kuruluşları ya da meslek örgütleri hangileri? Beraber yürüttüğünüz faaliyetleri bizlere anlatır mısınız?
Türk Hava Yolları’nın (THY) Ankara - Bakü seferlerini başlatması üzerine Esenboğa Havalimanı’ndan direkt uçuş ile gerçekleştirdiğimiz Azerbaycan ziyaretimizin ilişkilerimizin gelişmesi için büyük bir olanak sağladığını en başta belirtmeliyim. Ziyaretimizde heyet olarak Azerbaycan Ekonomi ve Sanayi Bakan Vekili Niyazi Seferov’u ziyaret ettik. Kendisi ile son derece verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Kendisi burada bizlere Ankara-Bakü arasına Türk Hava Yolları’nın direkt uçuş koymasının çok önemli bir gelişme olduğunu belirterek, “Yolu siz açtınız, biz de iki hafta sonra KOSGEB’le işbirliği gerçekleştirmek üzere Ankara’ya geliyoruz. İki ülke arasındaki direkt uçuşlar ilişkilerimizin de gelişmesine katkı sağlayacaktır” demişti. Buradan da anladığımız kadarıyla kurumlar arasındaki ilişkiler her alanda son sürat devam ediyor.
Sayın Seferov’un yanı sıra, Azerbaycan’ın TÜSİAD’ı olarak adlandırabileceğimiz Sahibkarlar Konfederasyonu Başkanı Mehmet Musayev ile de bir araya geldik. Gelecek perspektiflerimizi masaya yatırdık ve işbirliği konusuna bundan sonra daha fazla ağırlık vereceğiz. Bununla ilgili görüşmeleri yapmak üzere ATO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Yılmaz’ı görevlendirdik. Sahibkarlar Konfederasyonu ise kurumun Genel Sekreter Yardımcısı Fuad Humbatov’a bu görevi verdi. Kısa vadede somut sonuçlar alacağımız bir sürecin ilk adımı olduğundan ben bu görüşmeyi de çok önemsiyorum.
Öte yandan, Bakü Büyükelçiliğimiz de iki taraf arasındaki ticari ilişkileri geliştirmek için son derece üst düzey gayret sarf ediyor. Bu özellikle vurgulamak gerekir. Bakü Büyükelçimiz Sayın Erkan Özoral’a ben sizin vasıtanızla teşekkürlerimi iletmek isterim. Büyükelçiliğimizde Türkiye ve Azerbaycan İş Adamları ve Sanayicileri Birliği Başkanı Hüseyin Büyükfırat ve Azerbaycan Türkiye İş Adamları Birliği Başkanı Cemal Yangın’la karşılıklı ticaretin ve yatırımların artırılmasına yönelik çalışmaların ele alındığı görüşmede bulunduğumuzu belirtmeliyim. AK Parti İstanbul Milletvekili ve TÜRKPA Hukuk İşleri ve Uluslararası İlişkiler Daimi Komisyonu Başkanı Dr. İsmet Uçma ve Ziraat Bankası Azerbaycan Genel Müdürü Avni Demirci de burada yer aldı.
Bütün bu görüşmelerde biz evimizde kendimizi nasıl hissediyorsak kardeş Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de de aynı şekilde hissettik. Bizim için İstanbul ve diğer şehirlerimiz ne ise Bakü de o demektir. Bütün kardeşlerimize buradan bir daha selamlarımı gönderiyorum.
4) Son birkaç yıl içerisinde TANAP’ın bitirilmesi ve Bakü – Tiflis – Kars Demiryolu gibi stratejik projelerin Türkiye – Azerbaycan arasındaki ticari ilişkilere sizce nasıl etkileri olmuştur?
İki ülkenin birbirine sarsılmaz kardeşlik bağları ile bağlı olduğunu ifade ettik, şimdi o bağlar sadece dil, din ve tarih alanında değil stratejik projeler üzerinden oluşturuluyor. TANAP, bölgedeki enerji manzarasını tamamıyla değiştiren bir projedir. Bir taraftan Türkiye’yi bölgede bir enerji merkezi haline getirirken diğer yandan da Türkiye’nin doğalgazda alternatiflerini çeşitlendirdiğini göstermesi açısından önemli bir proje olmuştur. Azerbaycan doğalgazının TANAP’ın devamı olan TAP ile Avrupa pazarlarına ulaşması Avrupa’daki enerji atmosferinin de değişmesi açısından belirleyici bir inisiyatif olmuştur. TANAP’ın yanı sıra STAR Rafinerisi gibi projeleri, Bakü – Tiflis – Ceyhan Petrol Boru Hattı’nı, Bakü – Tiflis - Erzurum Doğalgaz Boru Hattı’nı da değerlendirdiğimizde Azerbaycan’ın cumhuriyet tarihindeki en büyük dış yatırımcı olma özelliğini kazandığını da görüyoruz.
Tarihi yakınlığın ve geçmişteki kader birliğimizin, ilişkilerin stratejik işbirliğine yükselmesinde yadsınamaz bir etkisi olduğunu ifade edebiliriz. Böylece, iki ülke arasındaki kardeşlik bağları, 90’lı yıllarda alınan stratejik kararlarla boru hatlarına dönüşmüş, ardından da iki ülke Bakü – Tiflis – Kars Demiryolu ile demir bağlarla birbirine bağlanmıştır. Avrasya’nın Anadolu’ya bağlandığı bölgede, İpek Yolu’nun kalbinde bulunan Bakü – Tiflis – Kars Demiryolu, iki ülkenin ötesinde bütün bölge için hayati öneme sahiptir. Bunun yanında ülkemizde son yıllarda yapılan büyük yatırımlarla Çin’den Londra’ya bir hat tamamlanması dünya jeopolitiğini değiştiren adımlar olarak tarihe geçecektir. 1 milyon yolcu ve 6,5 milyon ton yük taşıma kapasitesine sahip bu hattın kapasitesinin 2034'te 3 milyon yolcu ve 17 milyon ton yüke ulaşacağı ile ilgili öngörüler demir yolunun ne kadar stratejik bir boyutu olduğu hakkında bizlere önemli ipuçları veriyor. Ülkelerin öz kaynakları ile hayata geçirilen bu proje ortak başarı örneğidir. Bu hat aynı zamanda, taşıma maliyetlerinin düşürülmesi açısından büyük önem taşıyor.
Türkiye – Azerbaycan arasındaki ulaşım imkanlarının Nahçıvan ile Türkiye arasında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) sonrası dönemde açılan Hasret Köprüsü’nün şimdi Bakü – Tiflis – Kars Demir Yolu gibi muhteşem projelere gelen aşamalar kaydetmesi atılımın ne denli büyük olduğunu gözler önüne sermektedir. Bu noktada Nahçıvan konusuna biraz daha detaylı değinmek isterim. Hükumetimiz, aldığı bir kararla yılda 120 milyar dolar Nahçıvan’dan Türkiye’ye ithalatta bulunma hedefini koydu. Böylece Nahçıvan’ı hareketlendirme, canlandırma mümkün olacak ve Nahçıvan’a da yalnız olmadığı mesajı verilecek.
Bunların yanı sıra, Türkiye’de Marmaray, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, İstanbul Yeni Havalimanı gibi dev projeler ve ulaştırma ağlarının dünyanın modern standartlarına çıkarılması da ayrıca Bakü – Tiflis – Kars Demir Yolu’nun az önce ifade ettiğimiz özelliklerini artıracak niteliklere sahiptir.
5) Azerbaycan halkına dergimiz vasıtasıyla hangi mesajları vermek istersiniz?
Türkiye ve Azerbaycan birbirlerine büyük bir sevgiyle ve kardeşlikle bağlı iki devlettir. Nitekim, Türkiye’de dış politika ile ilgili yapılan kamuoyu araştırmalarına da baktığınız da Azerbaycan’ın Türkiye’nin en iyi kardeşi olduğunu görebilirsiniz. Yıllardır Türk kamuoyu Azerbaycan’ı Türkiye’nin dış siyasetinde en yakın olduğu devlet olarak tanımlıyor. Biz de ATO olarak Azerbaycanlı kardeşlerimizin bizler için ayrı bir anlam ifade ettiğini belirtmek isteriz. Azerbaycan’ın iyi gününde -Allah göstermesin- kötü gününde her zaman onların yanında olduğumuzu ve olacağımızı ifade etmek isterim. Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinde bilindiği gibi uluslararası hukuka aykırı şekilde Ermenistan’ın işgali devam etmektedir fakat önümüzdeki süreçte Azerbaycanlı kardeşlerimizin kadim topraklarına dönüş yolunun açılacağından şüphemiz yoktur.
6) Son olarak, ikinci sayısını çıkaracak olan ve iki ülke arasındaki ticareti geliştirmek için çaba sarf eden Türkiye Azerbaycan Dergisi’nin gelecek faaliyetler hakkında düşünceleriniz ve görüşlerinizi alabilir miyiz?
İki taraf arasındaki kardeşliğin medya organlarında yer alması iki ülkenin de birbirini daha detaylı olarak tanıması açısından kritik değer taşıyor. Bu durum, aynı zamanda ilerleyen zamanlarda ticari faaliyetlerin gelişmesine de ön ayak olacaktır. Bu açıdan Türkiye Azerbaycan Dergisi’nin faaliyetlerini çok kıymetli buluyoruz. Son derece titizlikle ve kapsamlı hazırlandığı her halinden belli olan ilk sayısını beğeniyle okuduk. Bundan sonraki sayılarında da Türkiye Azerbaycan Dergisi’nin başarısını devam ettireceğine sonsuz inancımız var. Bu düşüncelerle, derginin ikinci sayısının iki ülkeye de hayırlı olmasını diliyoruz.